Geçen ay, bir akşam eve geldiğimde bir de ne göreyim...
Eşim oturma odasında kanapenin üzerine bütün elbiselerimi yığmış.
"Hadi bakalım hepsini tek tek deniyorsun, dar gelenleri atacağım, dolapta yer yok zaten..."
Sonra ne oldu tahmin edersiniz, en az iki poşet gömlek, pantalon, mont kaban elime tutuşturuldu ve yarın bunları Belediye'nin eski elbiseleri toplayan hayır kurumuna bırakırsın dendi...
Takip eden ilk hafta sonu ise soluğu Büyük Beden Erkek Giyim Mağazalarında aldık...
Alış veriş, alış veriş, plastik kartlar sağolsun, ne istersek alabiliyoruz :((
Sonra ne mi oldu? Yeni aldığımız, içine rahat rahat sığabildiğim gömleklere, pantalonlara sığamamaya başladım bir ay sonra. Vücudum, bedenim anlamıştı sanki rahatlığı, boşluğu, hemen doldurmaya başladı, tekrar başa dönmek ne zordur bilemezsiniz.
Kısır döngü bu mu? Yeni elbise al, ama bir iki ay sonra içine sığamamaya başla...
Üç alışveriş önceki elbiseleri hayır kurumuna bağışla, tekrar yeni elbise al...
Kilo alıyoruz, kilooooooo !!!!
Her yeni elbise alışta daha fazla kilo alıyoruz.
Artık son. Bir tek çorap bile almayacağım.
Sıkı mıkı, dar mar, zorla da olsa sığacak o gömleklere , o pantalonlara bedenim.
Belki biraz zorlanır da, kendini koyvermez, şişmanlamaz...
KURAL 3 : MAĞAZALARA ELVEDA !!!